press 2 Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
press 2f. 1. basmak: Press the button. Düğmeye bas. 2. sıkmak, suyunu çıkarmak; ezmek. 3. sıkıştırmak, sıkıştırarak itmek: The soldiers pressed the crowd into the small square. Askerler kalabalığı küçük meydana sıkıştırdı. 4. sıkıştırmak, baskı yapmak, zorlamak: 5. in upon -in sınırına dayanmak, -in sınırını zorlamak: The enemy pressed in upon the city. Düşman kentin sınırına dayandı. 6. ütülemek. 7. (cam, çelik, tuğla v.b.´ni) preslemek, preste sıkıştırmak, prese etmek.